Çocuğunuzun uzun boylu ve yapılı olduğunu düşünün. Bir basketbol oyuncusu olabileceğini düşünürsünüz. Bunun satış içindeki karşılığı, örneğin kişinin iletişim yeteneklerinin kuvvetli olmasıdır. Ama nasıl ki çocuğun uzun boylu olması bir basketbol oyuncusu olması için yeterli değilse kişinin doğuştan sahip olduğu iyi özellikler de tek başına iyi bir satıcı olmasını sağlayamaz.
Çocuğu bir basketbol okuluna yazdırırsınız, ki oyunun kurallarını öğrenebilsin ve temel becerileri gelişsin. Satış işinde bunun karşılığı satış biliminin öğrenilmesidir. Zira satış, ikna teknikleri, müzakere, beyne hitap etme, duyuların gücü, dijital teknolojiler, fiyatlama stratejileri ve daha birçok alanda bilgi sahibi olmanızı gerektirir. Ama nasıl ki her basketbol okulunu bitiren çocuk iyi bir basketbolcu olamıyorsa bu bilgileri öğrenmiş olmanız da tek başına iyi bir satıcı olmanıza yetmez.
Çocuk bir spor kulübüne katılır ve bir koçla birlikte çalışmaya başlar. İşte burası her şeyin değişmeye başladığı yerdir. Fiziği basketbol oynamaya müsait olan ve oyunun kurallarını öğrenerek temel becerileri edinmiş olan çocuk artık koçun yardımıyla bu sporda gelişmeye ve kendini aşmaya başlayacaktır. Satış işinde bunun karşılığı bir satış ekibine katılmış olmanız ve satış yöneticisi veya bir satış koçunun yardımıyla beceri ve yeteneklerinizin geliştirilerek performansınızın üst düzeye çıkarılmasıdır.
Satış koçluğu, satıcıyı bir metal parçasından keskin bir bıçak haline dönüştürme çabasıdır. Bu kitapta hiyerarşik bir güçle emirler yağdırmadan veya “Ben bilirim” edasıyla önerilerde bulunmadan satıcıyı değişime nasıl ikna edebileceğimizi ve performansını nasıl artırabileceğimizi keşfedeceğiz.