Demek bir daha hakimi olduğu o güzelim toprakları, o yüksek vadileri göremeyecek, kanyon içine gizlenmiş serin şelaleler altında yıkanamayacaktı.
Ne içilecek berrak sular kalmıştı, ne üzerine uzanılan enginçayırlar.
Yüzlerce çeşidiyle açan kır çiçeklerini de göremeyecekti… Gözlerini kapatmış öylece bekliyordu.
Niçin duruyorsun Kara Osman?
Niçin keskin kılıcını indirip başını kesmiyordu?
“Haydi” diye inledi.
“Daha ne duruyorsun? Ben bunu hak ettim!”