İşçi sınıfı, kendisine egemen olan ve doğasını değersizleştiren ahlaksızlığı yüreğinden söküp atarak, korkunç gücüyle ayağa kalkarsa, kapitalist sömürü hakkından başka bir şey olmayan İnsan Hakları’nı talep etmek için değil, sefalet hakkından başka bir şey olmayan Çalışma Hakkı’nı talep etmek için değil, ama günde üç saatten fazla çalışmaktan herkesi men eden tunçtan bir yasa oluşturmak için ayağa kalkarsa, işte o zaman yeryüzü, bu yaşlı dünya, sevinçten ürpererek, içinde yeni bir evrenin sıçradığını hisseder... Fakat, kapitalist ahlakın çürüttüğü bir proletaryadan böyle mertçe bir kararlılık nasıl istenebilir?