Şehirlerin tarihini araştırmak, aslında bir yönüyle dinlerin de tarihini araştırmaktır.
Şehirlerin kuruluş mitoslarına bakıldığında, genellikle merkezde bir mabedin etrafında oluşan bir yerleşim alanı olarak görülmektedir. Antik döneme ait mabetlerin kuruluşunun da benzer bir anlatımı vardır. Bunlar da genellikle bir ritüelin icrasını sağlayacak şekilde bir araya toplayıcı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hz. İbrahim, Babil'den yola çıkıp Harran'a oradan güneye, vaat edilmiş topraklara doğru seyahat ederken, konakladığı yerlerde birer 'kuyu' açmıştır. Hz. İbrahim'in gittiği yerlerde kuyu açması ve hemen etrafında bir 'mescid' yani 'ibadet yeri' kurması dikkat çekicidir. İşte, elinizdeki bu çalışma, birbirine sıkı sıkıya bağlı olan şehir-mabed-ibadet üçlüsüne dikkat çekmeyi hedefleyen, bunları çeşitli inançların ve kurumların ortaya çıkışı ve gelişimi üzerinden anlamaya çalışan araştırmalardan oluşmaktadır.