Karamanoğlu II. Mehmed idi...
Vaktiyle Çelebi Sultan’ın, kardeşi Musa Çelebi ile uğraşmasını fırsat bilip müthiş bir kin ve nefretle Bursa’yı muhasara etmiş, Bursa halkı ile el ele veren İvaz Paşa’nın müdafaa hattını yaramayınca daha çok öfkelenmiş ve insanlığın yüzünü kızartacak bir şenaate başvurmuştu.
Cennetmekân Yıldırım Bayezid’in türbesini –bazı tarihlere göre de mezarından çıkardığı kemiklerini– yakmaya kalkışmıştı.[23] Tam o sırada Musa Çelebi’nin naşı gömülmek üzere Bursa’ya gönderildi. Fena halde ürken Karamanoğlu II. Mehmed geri çekilmeye davranmışken “Harman Danası” namıyla maruf tok sözlü nedimi karşısına dikildi:
“Sultanım,” dedi. “Osmanoğlu’nun ölüsünden böyle kaçarsın, ya dirisi gelse halin nice olurdu?”[24]
Bu, hakikatin ta kendisi olan sözler Karamanoğlu’na çok dokunmuş olmalı ki adamı oracıkta astırdı.
Korkmakta haklıydı. Çünkü kardeşler arasındaki mücadelenin anaforunda Bursa’yı işgale gelmişti. Musa Çelebi’nin naşı gönderildiğine göre, mücadele bitmiş, korkulu rüyası Çelebi Mehmed tahta çıkmıştı. Bursa önlerinde eğleşip amansız kılıcına lokma olamazdı.