Kitabın başlığında da belirtildiği gibi, bu romanı ortaya çıkardığı, birbiriyle çelişen iki öykü var: Bir tanesi Norveçli şair ve oyun yazarı olan Dagny Juel (1867–1901) hakkında. Güzel, sanatsal, yaratıcı bir kadın. Maceraperest hayatı onu tamamen farklı bir ülkeye getirir ve orada dengesiz erkek fantazilerinin kurbanı olur… Dangy Fuel, Edward Munch, August Strindberg, Gustav Vigeland gibi ünlülere ilham vermiş ve 1890’ların Berlin boheminin “kraliçe”si olmuştur. Diğer öykü ise dinsel mistisizm ile erotizmin, sanatın ve politikanın mitik kökenlerinin hayali karışımı ile ilgilidir. Şaman sanatı, Bach’ın Füg Sanatı, Gnostisizm ve Modern estetik, Sihir ve Linguistik gibi ekstremleri dikkatle inceleyen hem ilkel gem de bir hatli geliştirilmiş çeşitli konularla alakalı bir oyundur… Bu konu ve fikirlerin karışımı hem dinsel hem sanatsal bir olay olan kutsal sevgi aşk şöleni olarak adlandırılan hikâyede harmanlanır. Aşk Şöleni’nin gerçeklikle karşılıklı bir etkileşime girdiği/kesiştiği geleneksel tema sınırsız eğlencenin ve şarap eşliğinde dönen tartışmaların olduğu şehirdir Tiflis şehri. Romanın bazı karakterleri tarihi kişilerdir genç Joseph Stalin, terörist arkadaşı Camo, önsezilere sahip bir guru olan George Gurjieff, Gürcü şair Vazha Pshavela, pritimitivist Gürcü artist Niko Pirosmani, August Strindberg ve diğerleri. Diğer durumlarda ise Garnahor ve Satürn gezegeninden gelen kuzgun benzeri yaratık gibi düzmece karakterler hikâyeye eşlik eder, farklı konseptlerin yanı sıra, birçoğu Gurjieff’in otobiyografik ve kozmik yazılardan uyarlanmıştır.