Bulgakov Miĥail

Genç Bir Doktorun Anıları

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • Xaliq Əhmədovhas quoted3 years ago
    Benim durumumda olunca insanlara karşı yeterince kibirli olamıyorsunuz.
  • Xaliq Əhmədovhas quoted3 years ago
    bilgim, Almanca ve Rusça ders kitaplarında ayrıntılara hiç girilmemesinden kaynaklanan karanlık boşlukları doldurmuştu
  • Xaliq Əhmədovhas quoted3 years ago
    Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.
  • Xaliq Əhmədovhas quoted3 years ago
    “Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir,” diye düşünüyordum uykuya dalarken, “fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek...”
  • Xaliq Əhmədovhas quoted3 years ago
    Aslında çok olmadı okuyalı. Üstelik her kelimeyi özümseyerek, tüm parçaların bütün ile ilişkisini, tüm yöntemleri zihnimde canlandırarak satırların altlarını da çiziyordum. Okurken bütün okuduklarım aklıma kazınıyor gibi geliyordu.
  • Xaliq Əhmədovhas quoted3 years ago
    Kırk sekiz gün önce dereceyle bitirdim üniversiteyi ama derece başka bir şey, fıtık başka...
  • Xaliq Əhmədovhas quoted3 years ago
    sekiz gün önce dereceyle bitirdim üniversiteyi ama derece başka bir şey, fıtık başka...
  • Sinar evrenhas quoted6 years ago
    Gözlerimde Mısır karanlığı var sanki. Ah, oh...” diye karşılık verdi zayıf sesiyle değirmenci.
    “Benim de öyle!” diye cevapladım öfkeyle.
    “Ha?” dedi değirmenci (hâlâ pek iyi duymuyordu).
    “Bana tek bir şeyi açıkla ihtiyar. Neden yaptın bunu?” diye daha yüksek bir sesle kulağına bağırdım.
    Neşesiz ve isteksiz bir halde mırıldandı:
    “Düşündüm de birer birer alıp da niye vaktinizi harcayayım? Bir kerede alayım da bitsin dedim.”
    “Aman ne güzel!” diye bağırdım.
    “Alın size fıkra!” dedi sağlık memuru alayla.
  • Sinar evrenhas quoted6 years ago
    Ne!? Ölüyor muymuş? Nasıl ölür?”
    Çıplak ayaklarım ayakkabılarımı bulamayarak hemen soğuk zemine değdi. Mavi alev parlayana dek bir sürü kibrit kırdım çakmaya çalışırken vura vura. Saat tam olarak altıyı vuruyordu.
    “Ne oluyor? Ne oluyor? Yoksa sıtma değil miymiş? Nesi var böyle? Nabzı çok iyi durumdaydı...”
    Beş dakika geçmeden tersyüz çoraplarla, önü düğmelenmemiş ceketle, saç baş karışık halde, keçe çizmelerimle seke seke bahçeyi geçtim. Ortalık kapkaranlıktı. İkinci koğuşa girdim koşarak.
    Dağınık yatakta, buruş buruş çarşafın yanında, beyaz hasta önlüğüyle oturuyordu değirmenci. Küçük bir gaz lambasının ışığı vuruyordu üzerine. Kızıl sakalı karman çorman olmuştu, gözleriyse kocaman ve siyah göründüler bana. Sarhoş gibi hafifçe sallanıyordu. Dehşetle bakıyor, güçlükle nefes alıyordu.
    Hastabakıcı Marya ağzı açık bir halde kıpkırmızı kesilen yüzüne baktı değirmencinin.
    Pelageya İvanovna önlüğünü yarı giymiş, saçları açık bir halde beni karşılamaya çıktı.
    “Doktor!” dedi çatallanan sesiyle. “Yemin ederim benim bir suçum yok. Kim tahmin edebilirdi ki? Hem siz de özellikle ‘kültürlü’ yazmıştınız.”
    “Ne oldu?”
    Pelageya İvanovna ellerini kavuşturdu ve “Düşünsenize doktor! On doz kininin hepsini bir kerede almış gece yarısı!”
    ***
    Bulanık bir kış şafağı söküyordu. Demyan Lukiç mide yıkama tulumbasını toparladı. Kâfur kokusu vardı. Yerde içi pas rengi sıvıyla dolu bir kap duruyordu. Değirmenci bitkin, benzi atmış, çenesine kadar beyaz çarşaf çekili bir halde yatıyordu. Adamın kızıl sakalları dimdik olmuştu. Eğilip nabzına baktım ve hayati tehlikeyi atlattığından emin oldum.
    “Ee nasılsın?” diye sordum.
  • Sinar evrenhas quoted6 years ago
    İnsanın ateş dışında bir de çevresine alışmaya ihtiyacı vardır.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)