Çünkü Allah, gayreti yönünden kulun kendisinden başkasıyla zevk ve lezzet duymasını istemez. Şu hale göre insan [zevk ve şehvetle] kendinden geçtiği diğer bir insan vücudunda Hakk’ı görmek ve ona dönmek için bedenini gusl ile temizler. Çünkü bundan başka bir şey olmaz. Erkek [sevgi esnasında] Hakk’ı kadında görürse onun bu görüşü münfail de olur. Fakat kadın kendisinden zuhûr etmiş olması bakımından Hakk’ı kendi nefsinde onu fail de görmüş olur. Erkek kendisinden zuhûra gelmiş plan şeyin suretini hatırına getirmeden Hakk’ı kendi nefsinde görürse bu görüş münfail ve vasıtasız olarak Hak’tandır. Şu halde erkeğin Hakk’a ait görüşü kadında daha tam ve kâmil olur. Çünkü o Hakk’ı hem fail hem de münfail olması bakımından görür. Kendi nefsinden görüşü ile bilhassa erkeğin münfail olması dolayısıyladır. İşte bu sebeple Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm Hakk’ın kadında bu tam görünüşünden dolayı kadına muhabbet etti. Çünkü Hak, maddeden ayrı olarak ebediyen görülmez. Zira Allah, zâtı itibariyle âlemlerden ganîdir. Demek ki Hakk’ı görüş bu bakımdan imkânsız ve görünüş ancak maddede mümkün olacağından Hakk’ın kadında görünüşü şuhudun en büyük ve mükemmel derecesidir. Vuslatın en büyüğü ise kadın ile erkeğin çiftleşmesidir. Çünkü bu, Hakk’ın kendisine bir halife seçmek için kendi sureti üzere yarattığı mahlûka karşı gösterdiği ilâhî teveccühün karşılığıdır.