Zamanlardan bir zaman, bir adam yaşarmış. Üç kızı olan bu adamcağızın tek derdi bir oğlan çocuk sahibi olmakmış. Bu uğurda mumlar dikmiş, adaklar adamış. Gün gelmiş, adamcağızın dileği gerçeğe dönüşmüş. Dört gözle yolunu gözlediği oğlunu kucağına aldığı gün tüm derdi tasası uçup gitmiş. Her şey güzelmiş, hoşmuş da oğlunun kafası azıcık büyükçeymiş… Mutluluktan gözü hiçbir şey görmeyen adam bunu da iyiye yormuş. Oğlum akıllı olacak, büyük adam olacak; diye düşünmüş ve böylelikle çocuğuna Bilgebaş adını vermiş. Bilgebaş büyüdükçe başı daha da bir büyüyormuş. Aklıysa kafasına göre birazcık kısa kalmış… Günlerden bir gün, Bilgebaş yine yaramazlık peşindeyken ayağı takılıp yere düşünce bir de başına ne gelsin?.. Koca kafası tencere kapağı gibi ortadan ikiye ayrılıvermiş. Telaşa kapılan ev ahalisi şaşkınmış: Yaramaz Bilgebaş'ın kafasının içi züğürt çanağı gibi bomboş çıkmış! Uzun zamandır canı sıkılan Akıl Perisi de fırsat bu fırsat diyerek uzaklara kaçmasın mı?.. Acaba Bilgebaş şimdi ne yapacak? Boyu uzun aklı kısa kalakaldı oracıkta… Ödüllü yazar Ayla Çınaroğlu, geleneksel masal öğeleri ile bezediği bu etkileyici eserinde, bilginin ve düşünmenin önemini vurguluyor; batıl inançlar ve cinsiyet ayrımcılığı gibi önemli sosyal konulara eleştirel bir dille değinerek günümüz yaşamına ayna tutuyor. ALMA'ya aday gösterilen ilk Türk illüstratör Mustafa Delioğlu'nun birbirinden güzel resimleriyle renk kattığı bu etkileyici masal, usta yazar Ayla Çınaroğlu'nun şiirsel anlatımı ile her yaştan çocuğun kalbini fethedecek bir çalışma olarak okurlarını selamlıyor.