Ortadoğu ’da Arap İsyanları sonrası sarsıcı bir dönüşüm yaşandı. Özgürlük, eşitlik ve adalet talepleriyle başlayan gösteriler Tunus dışında diğer bütün örneklerde akamete uğradı. Mısır’daki askeri darbe, Suriye krizinin derinleşmesi, Libya’daki çatışmaların yeniden başlaması ve Yemen’e yönelik Suudi Arabistan’ın askeri müdahalesi Ortadoğu’da var olan fay hatlarını derinleştirerek bölgedeki güvenlik krizini çok boyutlu hale getirdi. Bölge yeni bir güvensizlik dalgasıyla karşı karşıya kaldı. Terörizm hem nicelik hem de niteliksel olarak dönüşüm geçirdi ve bütün Ortadoğu coğrafyasını tehdit eden bir faktör haline geldi.
Bugün Ortadoğu’da sınırların sorgulandığı, devlet egemenliğinin ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bulunduğu, radikalleşme ve aşırıcı şiddetin yaygınlaştığı bir güvenlik iklimi hakim. Söz konusu güvenlik ikliminin oluşmasında en etkili unsurların başında şiddet temelli devlet dışı silahlı aktörlerin (DDSA) yaygınlaşması gelmektedir.
Elinizdeki kitap DDSA olgusunun yeni Ortadoğu güvenlik mimarisi ve ikliminde oynadığı rollere odaklanmaktadır. Bu grupların doğaları, değişen rolleri ve bölgesel düzene yönelik ortaya çıkardıkları güvenlik risklerini ele almaktadır. Ayrıntılı ve çok yönlü analizleriyle kitapta yer alan makaleler DDSA’lar bağlamında egemenlik, jeopolitik, ideoloji, savaş, teknoloji, çatışma, terörizm, asimetrik savaş, düzensiz savaş ve şehir savaşı gibi olguların değişen karakterleri ve bunların bölge siyaseti üzerindeki etkilerine dair bulgular sunmaktadır.