Hz. Peygamber'e (sas) gelen vahiy, onun yaşantısında müşahhas hale geliyordu.
Vahyin onun ve yaşadığı toplumdaki insanların hayatlarına hâkim olmasının yanında Allah Elçisi'nin, temelini vahyin oluşturduğu söz ve uygulamaları da nüzûl dönemi devam ettiği için ilahî gözetim altındaydı. Bu sebeple Hz. Peygamber'in (sas) söz ve fiilleri, diğer insanların vahiyden anladıklarından ve davranışlarından daha önemli ve öncelikli bir konuma sahip olmuştur. Hz. Muhammed'in (sas) vahyin ilk muhatabı olarak Allah'ın mesajını en iyi anlayan insan olduğu muhakkaktır. O, vahyin ilk iman edeni, ilk
anlayanı, ilk yaşayanı ve yorumlayanı olarak bize Kur'ân'dan ayrılmayan ve onun gölgesinde gelişen sünneti bırakmıştır. Bu sebeple sünnetin merkezinde de Kur'ân vardır. Hz. Peygamber'in (sas) ilk İslâm toplumunu eğitirken yazıya verdiği önem, ümmilik konusunun onun hayatında ne anlama geldiği hususunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Ümmilik konusunu Allah Elçisi'nin (sas) yaşadığı coğrafyadan bağımsız anlamak mümkün değildir. Elinizdeki kitabın bir bölümünde konuyla ilgili görüşler ve delilleri incelenmiştir.