Türkiye, her on yılda bir askeri darbelere sahne olan bir ülke olarak tanınıyor. Türk halkı da, bu tuhaf gelişmeyi işi şakaya vuracak kadar kalenderce bir boyun eğişle kabul etmeye yatkın duruyor. Bu askeri darbelerin nedenleri de hep iç politikadaki parti çekişmelerine, politikacıların çapsızlığına, terörün tırmanmasına bağlanıyor.
Halbuki, bu cinayetlerin Türk halkının ve Türk politikacılarının bir türlü görmek istemediği başka nedenleri var. Dünya kapitalist sistemiyle Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin çatıştığı noktalarda işleniyor hep bu cinayetler.
Cinayetlerin asıl nedenini görmek ve katilin kimliğini iyi saptamak için Türkiye'nin içine olduğu kadar dışına da bakmak zorundayız.
Bu kitap, demokrasi cinayetlerinin ekonomik nedenlerini, silahı katile kimin verdiğini dünyadaki ekonomik gelişmeleri tarayarak bulmayı amaçlıyor. Bu amacına ulaşmaya çalışırken, darbeye hedef olan iki siyasi liderin görüşlerine de geniş yer veriyor. Siyaset adamlarımızın, başlarına gelen felaketle dünyadaki gelişmeler arasında bağlantı kurmakta epeyce zorlandıklarını, kendilerini kimin vurduğunu tam saptayamadıklarını da ortaya koyuyor.