61 yıldır kalem tutan ve edebiyatımıza birbirinden kıymetli eserler kazandıran Yavuz Bülent Bâkiler, bu kitabında hatıralarını yazdı. 3 cilt halinde yayınlanacak eserinde Bâkiler, Cumhuriyet tarihini de sorgulayan, yorumlayan portreler kaleme aldı. Atatürk'ten Kazım Karabekir'e, Fevzi Çakmak'tan Adnan Menderes'e, Osman Bölükbaşı'dan Samiha Ayverdi'ye, Rauf Denktaş'tan Muhsin Yazıcıoğlu'na… siyaset, kültür ve edebiyat dünyamızın en önemli isimlerine şâhitlik yaptı. Kimi yerde kızdı, kimi yerde hüzünlendi, kimi yerde ise yorumu okuruna bıraktı.
«100. yılda, Bakanlığımızın bastıracağı 100 eser arasına Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy Paşaların eserlerini de almıştım. Ankara'dan İstanbul'a gittim. Kâzım Karabekir Paşa'nın büyük kızı Fazilet Hanım'la, Ali Fuat Cebesoy Paşa'nın yeğeni Ayşe Hanım'ı Atatürk Kültür Merkezine davet ettim. Onlara dedim ki:
— Atatürk'ün doğumunun 100. Yılı dolayısıyla Bakanlığımız sizin babanızın, sizin de amcanızın eserini Bakanlık yayınları arasında basmak istiyor. Bir itirazınız var mı, kabul ediyor musunuz?
Cümlemi bitir bitirmez Kâzım Karabekir Paşa'nın kızı kalktı, Ali Fuat Cebesoy Paşa'nın yeğenin boynuna sarıldı. Kadınlar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladılar. Karabekir Paşa'nın kızı diyordu ki:
— Ayşe Hanımcığım! Ayşe Hanımcığım! Duydun mu? Devletimiz senin amcanın, benim babamın eserine sahip çıkıyor. Duydun mu? Duydun mu?
Doğrusu ben de dayanamadım. Bu Paşalara yapılan baskıları, hayır hayır reva görülen zulümleri hatırladım. Kendimi tutamayarak dışarı çıktım. Bir süre ağladıktan sonra odaya döndüm. Mirasçılar, kitapların basılmasına sevinç gözyaşlarıyla evet dediler; ama 12 Eylül Darbesi'nin asker idarecileri izin vermediler.»