tr
Yusuf Osman

Mete Han

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • Faik Eryaşarhas quoted5 years ago
    Hunu hudutlarında zaten gevşemiş olan askerî çemberi bir hamlede kırarak, Çin topraklarını istilâ etti. Çin’in kuzey kısmını, baştanbaşa fethetmeye muvaffak oldu.

    Şansi adını taşıyan bu bereketli topraklara yerleşen Türkler bütün çeltikleri, hububat tarlalarını zapt ettiler. Oralardan ayrılmadılar, kaldılar. Yerli ahaliyi kendilerine tâbi kıldılar.[11]
  • Faik Eryaşarhas quoted5 years ago
    Çinli şehzade huzura kabul edilince Türk Başbuğu’na dedi ki:

    “Haşmetli gölgenize sığınıyorum. Beni Türklerin saf ve temiz hayatına çeken sebep, memleketimin yuvarlandığı fitne ve fücurdur. Çin’de her şey yolundan çıkmıştır. Eski ve mukaddes düzenler bozulmuştur, fazilet bozulmuştur.[10] Ben, o kirli muhitten kaçarak, Türklerin faziletli bağrında yaşamak istiyorum. Müsaadenizi esirgememenizi dilerim.”

    Harp Hazırlığı ve Hareket

    Türkler çok kurnazdı, Bu sözlere kolay kolay inanamadılar. Bir maksad-ı mahsus olmadan, bir Çin şehzâdesinin Hanbalık’ın (Pekin) ihtişamlı sarayını bırakarak, Bozkır hayatını tercih edeceğine ihtimal veremiyorlardı. Bunun bir tuzak olmasından tereddüt etmiyorlardı.

    Fakat Şan-Vey, o kadar masum göründü ki nihayet sözlerinin doğruluğuna kanaat edildi. Türk Tanrıkut’u onu ihtişamlı bir misafirperverlikle kabul etti. Kendisine, hususî bir çadır ve halayıklar tahsis ettirdi. Prensin bu ziyareti sayesinde, Çin’in dâhilî bütün zaafı öğrenilmiş oldu. Çin’de, hükümdarın hiçbir nüfuzu kalmadığını, bütün işlerin bozulduğunu, askerî kuvvetin hiçe indiğini öğrenen Türkler, uzun zamandan beri bekledikleri fırsatın geldiğini anladılar. Gizlice hazırlanmaya başladılar. Tanrıkut, bütün oymaklara beylere ve beylerbeylerine gizli talimat gönderdi. Atlıların hazırlanmasını; okların, kılıçların, baltaların sayılmasını, uzun sefer için esaslı hazırlıklar yapılmasını emretti. Türkeli’nde atlılar savaşa hazırlandılar. Müsait mevsim gelir gelmez, bütün Türk kuvvetleri Tanrıkut’un kumandası altında harekete geçti.
  • Faik Eryaşarhas quoted6 years ago
    Bu ara Mete’nin annesi öldü. Öksüz veliaht, artık delikanlılık çağına gelmiş ve arkadaşlarıyla birlikte harp oyunlarına, büyük avlara iştirak etmeye başlamıştı. Mete, etrafında bulunanlar üzerinde, tabiî bir âmir vaziyeti alıyordu.

    Gülmez yüzü, metanetli ahlâkı, derin derin düşünüşleri, genç arkadaşları arasında ona büyük görkemli bir mevki temin etmişti. Hyungun milleti de, genç ve dinç veliahdı göz bebeği gibi seviyordu, Aynı zamanda Mete, orduda, şerefli bir teveccüh kazanmıştı. Kumandası altındaki tuman, bir örnek kıtası hâline getirmişti. Disiplin, silâhların mükemmeliyeti, atların dayanırlılığı, talim ve terbiye ve hele çılgınca bir yiğitlik bu tumanın başlıca vasıflarındandı.

    Babasının, Çin’e karşı, gizlice hazırlamakta olduğu seferden Mete’nin haberi vardı. Büyük ve şerefli bir harbe iştirak etmek için sabırsızlanıyor, âdeta çaldırıyordu.

    Mete Sabırsızlanıyor

    Ortus
  • Faik Eryaşarhas quoted6 years ago
    Mete babasının Çin’e yaptığı seferlerde orduyu araba içinde annesiyle beraber takip etmiş ve Ortus’un tahliyesinde İn- Şan’daki başkente çekilmişti.
  • Faik Eryaşarhas quoted6 years ago
    Yıllar geçti, Teoman, nefsini hükümdarlık vazifesiyle beraber büyüyen veliahdın, terbiyesine hasretmişti. Çocuğun annesi, Türk analarına örnek olacak bir ciddiyet ve vakar ile oğluna, şefkatli fakat çelik kadar sağlam bir terbiye veriyordu.

    Askerî Terbiye

    Terbiye, bittabi askeri idi, Mete henüz küçük yaşta iken demir gibi bir disipline alıştırıldı. Aynı zamanda din mümessilleriyle diğer Türk ulemâsından gelenek, idare, din, hukuk namına, zamanında mevcut bütün bilgileri öğrendi. Minimini bacakları at binmeye müsait olmadığı zamanlarda bile askerî hayatın bütün meşakkatleriyle ülfet ettiriliyor, kendisinde, irade, harp ve darp kabiliyetinin, gelişmesine çalışılmıyordu.

    Pek küçük iken, koyunlara bindirilerek biniciliğe alıştırılıyor, binicilik talimleri ile birlikte atıcılık idmanları da yaptırılıyordu. Küçük Mete’nin kendine mahsus minimini bir yayı, o boyda okları ve küçücük bir bıçağı ve baltası vardı. Çocuk çeşitli hedeflere nişan alıyor, avcılığa ve atıcılığa büyük kabiliyetler gösteriyordu.

    Hayvan Başı Kesmiyor

    Mete, avladığı hayvanların başını kesmezdi. Minimini keskin bıçağı ile onların karınlarını yarar, kalbini ve ciğerlerini çıkarırdı.
  • Faik Eryaşarhas quoted6 years ago
    Türk kutsal kişiliklerinden birine izafeten olacak, bu erkek çocuğa Mete adı verilmişti. Mete, Teoman’ın büyük oğlu yani Hyungnu devletinin veliahdı idi. Mete dünyaya geldiği zaman yapılan şenlikler dillere destan olmuştu. Ülkenin her tarafından koşup gelen boy ve Uruğ beyleri ile komşu devletlerin elçileri, başkent içinde, âdeta ayrı bir mahalle teşkil eden süslü çadırlara yerleştirilmişlerdi. Çin’den, Yueçiler’den ta İran’dan gelen yığın yığın hediyeler arasında, ipekli yumuşak, renk renk kumaşlar, kakmalı koşum takımları, çok değerli atlar, değerli kürkler, bakır, gümüş ve altın takılar ve mücevherler gözleri kamaştırıyordu.

    Şenlikler

    Bu mesut ve harikulâde vaka üzerine ve misafirler şerefine kurulan, şölenlerde sayısız hayvanlar kesilmiş, kazan kazan kımız içilmiş, günlerce ortalıkta neşeli, endişesiz sarhoş bir hava hüküm sürmüştü. Sihirbazlar, şamanlar ve müneccimler, yeni doğan çocuğun şaşaalı bir istikbale namzet olacağını çeşit çeşit fallarla anlamış ve söylemişlerdi. Hele millî şairler... Türklerin eski kahramanlık menkıbelerini terennüm etmiş, ruhlarda dövüş ve akın gayretlerini kızıştırmalardı.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)