2011 Aralık ayında hayatını kaybeden Marksist filozof Hans Heinz Holz, Frankfurt Okulu Eleştirisi'nde, “salt teorik” olmayı hedefleyen, hemen önlerinde akıp gitmekte olan tarihsel eylemi kasıtlı olarak görmeyen ve çalışmalarını «felsefenin gerçekleşmesi alanına” özellikle uzak tutan bir felsefeyi eleştirisinin hedefine koyuyor.
Horkheimer, Adorno, Marcuse Lowenthal, Pollock gibi isimlerle anılan Frankfurt Okulu'nu karakterize eden, bir dogmaya dönüştüğünü ileri sürdükleri Marksizmi felsefi-teorik bir zemin üzerinde yeniden kurma iddiasıdır. Bugün yaygın biçimde pozitivizmle Marksizmi eşitleyen yüzeysel akademik önyargının, günümüz Postmodern düşüncesinin belli başlı bütün tezlerinin temel taşları Frankfurt Okulu tarafından döşenmiştir.
Hans Heinz Holz'un bu kitaptaki eleştirileri, yıllar öncesinde doğmuş ve bitmiş bir akım üzerine değil, bugün, burada ve dünyanın hemen her yerinde etkisini sürdüren anti-Marksist bir akım üzerinedir. Onun deyişiyle, toplumsal-sınıfsal mücadeleye ilgisiz kalan, bir anlamda «felsefenin gerçekleşmesi alanına” uzak duran ve yine onun deyişiyle «devrimci bir durumun kriterlerini bile hazırlayamayan” bir felsefe, daha başından yenilmiş, Marksist tarih anlayışına dayandığını iddia etse de, gerçekte tümüyle ondan kopmuştur.