— "………..arıyorum." Dedim.
-"yok böyle biri dedi". Hasta ve yaşlı kadın gözlerini pörtleterek.
Ağır ağır yürüyordum, kafamda anlamlandırmak istediğim o kadar şey var ama yorgundum artık. Yürüyorum, Evim iki sapak aşağıda kalıyor. Yürürken bir yandan ayaklarıma bakıyorum, sürüyorum onları, gereken değeri vermiyorum oysa ki beni ayakta tutan en önemli parçam ayaklarım. Buz gibi bir salona giriyorum. Herkes beni bekliyor. 70'lerden kalma tahtası oymalı koltuklarım, duvarımdaki kedi fotoğrafı, iki uçlu çatalım, hiç kapanmayan radyom, bardağım…
Sürekli eşyalarıma sorular sorarım, neden insanlar objelere değer vermezler hoyratça davranırlar? Hiç anlamam. Alıştı onlar da bana, ben susunca ev soğuyor sanki.