Yine bir gün bir sabi anasından süt emmekte iken, yanlarından ata binmiş gösterişli, üstü başı düzgün bir adam geçti. Çocuğu emziren kadın adama bakarak: “Allahım, benim oğlumu da bu adam gibi yap!” diye duâ etti. Çocuk emmeyi bırakıp o adama dönerek: “Allahım! Beni bu adam gibi yapma!” dedi. Sonra anasının memesine dönerek emmeğe devâm etti.
Hadisin ravisi Ebû Hüreyre (r.a.) demiştir ki: Çocuğun emmesini anlatırken Rasûlullah (s.a.)’in şehâdet parmağını mübarek ağzına alıp emerek anlattığını görüyor gibiyim.
O kadının önünden, bir câriyeyi döverek: “Sen zinâ ve hırsızlık ettin” sözleriyle hakaret edenler geçti. Câriye de: “Hasbiyallah ve ni’mel vekil/Allah bana kâfidir, O, ne güzel vekildir” diyordu. Çocuğun annesi: “Allahım, benim oğlumu bu câriye gibi rezil etme” dedi, Bunun üzerine çocuk emmesini bırakarak, dövülmekte olan câriyeye baktı ve: “Allahım, beni bu kadın gibi yap!” diye duâ etti. Bunun üzerine her ikisi karşılıklı konuşmağa başladılar.
Ana çocuğuna: “Soylu ata binmiş giyimi güzel, yakışıklı adam geçti. Ben, “Allahım çocuğumu bu adama benzet” dedim. Sen ise: “Allahım, beni bu adama benzetme”
demiştin. Sonra bu câriyeyi: “Sen zinâ ettin, çaldın” diye döverek yanımızdan geçirdiler. Ben Ya Rab! Çocuğumu buna benzetme dedim. Sen de: Ya Rab! Beni de bunun gibi yap”, dedin. Sebebini anlayamadım” deyince çocuk şöyle dedi: “O adam gaddar ve merhametsizin biri idi. Ya Rabbi beni böyle gaddar yapma dedim. Bu câriyeye gelince, halk ona sen zinâ ettin, çaldın, diyorlardı, oysa o zinâ etmemişti, çalmamıştı. Bundan dolayı: İlahî! Beni bunun gibi günahtan sâlim kıl, diye dilekte bulundum.”